14 Aralık 2013 Cumartesi

SİYAH GÖZLERİN

Hasretinle yandım geceler boyu,
Gözlerim unuttu sensiz uykuyu
Siyaha gizledim sana tutkuyu.
Alev alev yakar siyah gözlerin.
 
Sevip özlemeden vuslat mı olur?
Yanıp tutuşmadan hasret mi olur?
Bekleyip özlemek kolay mı olur
Cayır cayır yakar siyah gözlerin

Bakışın sinemi yakar kor olur
Aşkla yanmayanlar közü ne bilir.
Alevin ateşin sözü mü olur.
Nar-ı cehennemdir siyah gözlerin.

Muharrem ALKAN

10 Aralık 2013 Salı

26 Ocak 2013 Cumartesi

YANARIM


     Muharrem ALKAN

25 Ocak 2013 Cuma

GİT


Sen evinden gelin olup çıkarken,
Ben öylece durup baktım giderken,
Arkansıra hıçkırıp da ağlarken,
Bu gözyaşlarımı siliver de git.

Sen giderken bir köşede seyrettim,
Ne intizar ne de beddua ettim,
Ah vefasız, nasıl bırakıp gittin.
Bu aşkı kalbinden söküverde git.

Gözde sürme kına yakmış eline,
Al kuşak bağlamış ince beline,
Gelin olup bir soysuzun eline,
Giderken canımı alıver de git.

Selam salmış düğünüme gel diye,
Gelde nikahıma şahit ol diye,
Nikah defterine imza yerine
Kalbime bir kurşun sıkıver de git.
         Muharrem ALKAN

24 Ocak 2013 Perşembe

HİÇ UNUTMADIM


Ben hiç unutmadım o günü,
Seni sevmiyorum deyişini.
Ben senin neyine vurulayım
Zenginliğine  mi?
Tahsiline mi?
Sanatına mı?
Neyine vurulayım deyişini.
Çıkmıyor aklımdan o sözlerin,
Öyle acı sözler döküldü ki dilinden.
Sanki bir kurşun girip çıktı kalbimden,
Yaş yerine kan aktı gözlerimden,
Böyle bir acı yaşamadım ben
Hayatımın hiç bir döneminde.
Vurgun yedim sanki yığılıp kaldım,
Kalkamadım yerimden.
O anda ölümü ne çok istedim bilsen
O acıyla yıllarca nasıl yaşadım
Ben de bilmiyorum,
Belki de sen haklısın;
Zengin değilim tahsilim de yok,
Senin istediğin hayatı yaşatacak,
Makamım, mevkim de yok.
Şimdi anlıyorum ki senin aşka,
Senin sevgiye hürmetin de yok.
Belki de  kimbilir senin kalbin de yok!
        Muharrem ALKAN

AYRILIK RÜZGARI


Ayrılık rüzgarı esti ayırdı bizi,
Savurdu gazel gibi kırdı dallarımızı.
Attı her birimizi bir yana
Seni yad ellere ,beni gurbet ellere
Şimdi nerdesin ne hallerdesin?
İçinde ki ateş küllendi mi?
Unuturum demiştin unutabildin mi?
Kalbindeki yara kabuk bağladı mı?
Maziye bakıp o günleri hatırlıyor musun?

Ah... Yarım kaldı sevdamız,
Hayallerimiz, umutlarımız yok oldu.
Kadere boyun eğdik,  kahretsin!
Karşı koyamadık gücümüz yetmedi.
Yüreğimden koparıp aldılar seni.
Çaresiz kaldım, üzgünüm.
Ne haldeyim bir bilsen!
Yaşanan onca acıya rağmen,
Yine de yaşadığımız güzel günler vardı.
Hiç unutmadım o günleri,
Hani yağmura aldırmadan ıslandığımızı,
Parklarda el ele dolaştığımızı,
Bankta başını omzuma koyduğunda,
Saçlarını  okşadığım dün gibi hatırımda,
Hiç konuşmadan göz göze bakıp
Ne çok şey anlatırdık birbirimize.
Az şey mi yaşadık beraber?
Şimdi ne kadar üzgün olsam da,
Gözlerim nemlense de,
Avunmaya çalışıyorum hatıralarımla.
    Muharrem ALKAN

SENSİZ YAŞAYAMAM


Her sabah uyandığımda
İlk aklıma gelen sen olursun.
Hiç aklımdan çıkmazsın ki.
Çayımı yudumlarken, işe giderken,
Seni düşünürüm ,seni yaşarım ben her anımda.
Senden başka bir şey yok ki aklımda.
Ben sensiz yaşayamam ki!
Bilemezssin, seni ne çok sevdiğimi.
Sözcükler kafi gelmez anlatmaya,
Ne kadar uğraşsam da nafile.
Başımı yastığa koyduğumda, ben uyuyamam ki!
Saatlarce seni düşünürüm hayaller kurarım.
İkimizin olduğu bir masal dünyasında
Ben sensiz yaşayamam   ki!
Sen olmazssan nefes alamam,
Kalbim durur kanım dolaşmaz,
Güneşim söner dünyam kararır,
Ben sensiz yaşayamam ki!
Ellerini tumasam gözlerine bakmasam,
Öksüz sanırım kendimi,
Boynum bükülür mahzun olurum,
Ben sensiz yaşayamam ki!
Nefesimde sen, ekmeğimde, aşımda,
İçtiğim suyumda sen varsın.
Sensiz yapamam anlıyor musun?
Yaşamak için sana muhtacım.
Ben sensiz yaşayamam ki!
             Muharrem ALKAN

22 Ocak 2013 Salı

NE OLUR


İçimde hasret var, gönlüm virane,
Bağrım delik deşik, hep pare pare.
Sen beni düşürdün bak ne hallere,
Umutsuz çaresiz koyma ne olur...

Kurban olam kirpiğine, kaşına.
Ayrılık derdini sarma başıma.
Hançerini çekip vurda döşüme.
Bir başka gönüle girme ne olur.

Kaderde silinmez yazılar gibi,
Gönlümde dinmeyen sızılar gibi,
Meleşen anasız kuzular gibi,
Beni böyle öksüz koyma ne olur.
     Muharrem ALKAN

BENDEN BAŞKA


Gülmedi garip başım.
Dert dolu içim dışım.
Yanmışım kavrulmuşum,
Var mı böyle benden başka?

Yar beni dertlere saldı,
Heveslerim yarım kaldı,
Kolum kanadım kırıldı,
Var mı böyle benden başka?

Yollarım düştü yokuşa,
Yazlarım dödü hep kışa,
Bütün emeklerim boşa,
Var mı böyle benden başka?
    Muharrem ALKAN

ZAMANSIZ AŞK



Beyhude bir ömür yaşanmış sensiz.
Sensiz yaşadığım günler anlamsız.
Yüreğime ateş koydun zamansız.
Ben mi erken geldim, sen mi geç kaldın?

Bir anda ansızın kapımı çaldın,
Öyle masum, sessiz kalbime girdin.
Hazan mevsiminde dalıma kondun.
Ben mi erken geldim, sen mi geç kaldın?

Şu gönül kapımdan içeri girdin
Sen benim dalımda açan gül oldun
Yolun mu uzaktı neden geç kaldın
Ben mi erken geldim sen mi geç kadın.

Cennetten mi geldin soyun melek mi?
Sen bir hayal misin yoksa gerçek mi?
Kuruyan dallarım yeşerecek mi?
Ben mi erken geldim sen mi geç kadın.

Bak dalımda yapraklarım sarardı
Gençlik elden gitti saçlar ağardı
Bana yıllar önce gelsen ne vardı?
Ben mi erken geldim sen mi geç kaldın?

Bir tatlı rüyaya dalmış  gibiyim,
Mutluluktan sarhoş olmuş gibiyim,
Ben yolun sonuna gelmiş biriyim,
Ben mi erken geldim, sen mi geç kaldın?
            Muharrem ALKAN

DUY BENİ


Bilmem ne dedim ki darıldın küstün?
Yolunu ayırdın, selamı  kestin.
Bana cefa edip üzmekse kastın,
Senden özür diliyorum, duy beni...

Seni candan öte severim inan,
İsmini dilimden düşürmem bir an.
Hayalin karşımda durur her zaman.
Hasretinden ne haldeyim, gör beni.
       Muharrem ALKAN

GÖNÜL

Yıllardır bekledin gelecek diye,
Bu hasret azabı bitecek diye,
Bir gün bu talihin gülecek diye,
Boşa ümit edip bekleme gönül.

O seni unuttu, dönmez bir daha.
Kaç gece uykusuz çıktın sabaha?
Hakka isyan edip girme günaha,
Derdine başka dert ekleme gönül.

Gözyaşıyla ıslanan o yastığını,
O yokken bağrına taş bastığını,
Onsuz yaşamaya alıştığını,
Yare sitem edip söyleme gönül.

Bir gün döner diye umut bağlayıp,
Gönül yarasını közle dağlayıp,
Zaman unutmanın ilacı deyip,
Sen de unutursun aldırma gönül.        Muharrem ALKAN

16 Ocak 2013 Çarşamba

HARAM EYLEDİN

Kaşını yay, kirpiğini ok edip,
Kalbime sapladın sinemi delip,
Siyah saçlarını tuzak eyleyip,
Sen beni kendine tutsak eyledin.

Masum bir buseyle girdin kanıma,
Pençe vurup kasteyledin canıma,
Bir gonca gül deyip girdin bağıma,
Gönül bağlarımı viran eyledin.

Sözlerine kanıp düştüm ağına,
Bir merhem sürmedin yaralarıma,
Bekledim girmedin rüyalarıma,
Uykuyu gözüme haram eyledin.

Ne hayaller kurdum, dilekler tuttum,
Ben gönlümü hayallerle avuttum,
Ben sana darıldım, sana kahrettim,
Bana mutluluğu haram eyledin.
                 Muharrem ALKAN

10 Ocak 2013 Perşembe

GÜLDEREN

Bu akşam salonda birisi vardı.
Ufkuma parlayan bir dolunaydı.
Bir bakışda beni kalbimden vurdu.
Kirpikleri oktu, kaşları yaydı.

Bir bakışı var ki yürek dayanmaz.
Bir iki söz etsem dillerim dönmez,
Peri midir, melek midir bilinmez.
Cennetten tezikmiş huriye benzer.

Kulağına altın küpe takınmış,
Sırma saçlar omuzuna dökülmüş,
Gerdanına mavi boncuk takınmış,
Besbelli nazara gelmesin diye.

Selam verdim tuttum narin elini,
Cüretkar mı gönlüm yoksa deli mi?
Az uzun mu desem orta boylu mu,
Dudakları gonca güllere benzer.

Tanışmak istedim adını sordum.
Gülderen'miş, ben de Muharrem, dedim.
Seninle arkadaş olalım dedim.
Benim sevgilim var, hoşcakal dedi.
          Muharrem ALKAN

YABAN GÜLÜM

Yaban gülüm, gelinciğim, nergizim.
Öyle burcu burcu  kokuyorsun ki,
Senden başkasını görmez  gözüm.
Öyle tatlı tatlı bakıyorsun ki.

Sen gülünce  yanağında gül açar.
Laleyi sümbülü kıskandırırsın.
Seni görsem ruhum kendinden geçer,
Yaban güllerini hatırlatırsın.

Gözlerini süzer baygın bakarsın,
Yüreğimi alev alev yakarsın,
Beyaz kelebekler gibi uçarsın,
Koşarım peşinden bir çocuk gibi.

Bir nergiz, bir çiğdem gibi açarsın.
Yaban reyhanları gibi kokarsın.
Yüzüme manalı mahzun bakarsın.
Beni derin hülyalara salarsın.
      Muharrem ALKAN

GÖZ DEĞER

Giyinip süslenip yollara çıkma,
Laleyi sümbülü göğsüne takma
Saçlarını çözüp yele bırakma
Sana nazar değer, sana göz değer.

Gümüşten hızmayı burnuna takma!
Tarayıp saçını beline dökme,
Kara gözlerine sürmeler çekme!
Sana nazar değer, sana göz değer.

Zülüfleri al yanağa döküver.
Uğrun uğrun kaş altından bakıver,
Kız boynuna gök boncuklar takıver,
Sana nazar değer, sana göz değer.
      Muharrem ALKAN

HAVALI

Sanki usta mankenler gibi yürür,
Salladıkca bu kız beni öldürür,
Bir dokunsa dilsizler dile gelir.
Hastayı da yatağından kaldırır.

Çeker kafayı da naralar atar,
Cilve yapar havasını da atar.
Beli düşük göbeği açık tutar,
Onu gören dayanamaz çıldırır.

Olgun olgun ayvası var narı var,
Üzerine bir karış badi giyer,
Göbeğine gümüşten hızma koyar,
Ölüyü de mezarından kaldırır.

Bu kız anadan oynak,
Yanağı şeker kaymak,
Parmağında zilleri
İşi gücü oynamak.
 
Muharrem ALKAN

UNUTACAĞIM

O vefasız terk edip de gidiyor.
Neden gittiğini sormayacağım.
Bana olan aşkını geri istiyor
Söküp de kalbimi al diyeceğim.

Ne sitem ne bir söz söyleyeceğim,
Bir daha sana kal demeyeceğim.
Beni bırakıp da gitti diyerek ,
İçip de zil zurna olmayacağım.

Odama kapanıp kalmayacağım,
Saçımı başımı yolmayacağım.
Bir kalemde silip attı diyerek,
Çıldırıp deliye dönmeyeceğim.

Özleyip yoluna bakmayacağım,
Ağlayıp gözyaşı dökmeyeceğim,
Ellerin yanında seni görsem de,
Üzülüp canımı sıkmayacağım.

Artık adını da anmayacağım,
Mazide ne varsa hep sileceğim,
Seni rüyama da koymayacağım,
Sözüm söz ben seni unutacağım.

  Muharrem ALKAN

9 Ocak 2013 Çarşamba

SANA MUHTACIM

Ben sana muhtacım bağımlı gibi,
Kalbime saplandın bir sancı gibi,
Yarama bir ilaç bir merhem gibi,
Seni sarayımda derman bulayım.

Şu gönlümü sana köle eyledim,
Siyah zülfün tellerine bağlandım,
Ömür bitti muradıma ermedim,
Benim sende ahım kaldı neyleyim,

Zevk almadım baharımdan yazımdan,
Ne acılar çektim bu aşk yüzünden,
Damla damla yaşlar aktı gözümden,
Bir umut ver gayrı bende güleyim.

Gün be gün eriyor bu can bu tende,
Bendeki bu derdin çaresi sende,
Son defa göreyim çıkıp da gel de,
Gayrı senin kollarında öleyim.
Muharrem ALKAN

VEFASIZ

Sen beni bırakıp  gittin gideli,
Aklımı yitirdim oldum bir deli,
Avare  dolaştım kaldırımları,
Sayende serseri oldum vefasız.

Mektupları resimleri sakladım,
Günlerimi gecelere ekledim,
Gelir diye umutsuzca bekledim,
Gözlerim yollarda kaldı vefasız.

Diz çöküp önünde yalvarsam bile,
Gülüp de geçersin zavallı diye,
Bak ben gururumu serdim yerlere,
Daha benden ne istersin vefasız?
            Muharrem ALKAN

BAŞIM ÜSTÜNE

Bana candan dost diyerek,
Gelenler başım üstüne.
Öyle yapay, sahte değil
Candan sevenler başım üstüne.

Hiç bir çıkar gözetmeden,
Tanrı selamını veren,
Kasılıp kibirlenmeden,
Hatır soranlar başım üstüne.

Onun var benim yok demeyen
Hasetlik nedir bilmeyen,
Önce dostlara ver diyen,
İnsanlar başım üstüne.

İyi günde kötü günde,
Gerçek dost vardır yanında.
Sevinci de acıyı da
Paylaşan başım üstüne.
         Muharrem ALKAN

İNSAN OLMAK

Hayat sana bir aynadır,
Güler yüzlü olmak gerek,
Zaman altından değerli,
Kıymetini bilmek gerek.

Kimsesiz yetim yoksulları,
İncitmeden kollamalı,
Adam sende dememeli,
Gönüllere girmek gerek.

Cömert ol egoist olma,
Keser gibi kendine yonma,
Hep bana hep bana deme,
Biraz adil olmak gerek.

Büyüklere saygı duyup,
Hatırını sormak gerek,
Gençlere de değer verip,
Hoşgörülü olmak gerek.

İnsan olmak sevmek demek.
Sevmek için yürek gerek.
Karşılıksız vermek gerek.
Önce insan olmak gerek.
     Muharrem ALKAN














8 Ocak 2013 Salı

ELİNE DÜŞTÜM

İçimde ki yanan bu ateş billah,
O yaman bakışın yüzünden düştü.
Saçların bir tuzak gözlerin silah,
Bir zalim avcının eline düştüm.

Bakışın ok gibi deldi sinemi,
Bu aşk iflah etmez öldürür beni.
Silmiyorsun gözlerimin nemini,
Merhametsiz bir kul eline düştüm.

Ömrümce ben seni hep seveceğim.
Umutla kapında bekleyeceğim.
Aşkınla tutuşup yanan yüreğim.
Taş kalpli bir zalim eline düştü.

Beni buralarda bırakma  sensiz,
Bülbüller öter mi gülsüz bahçesiz,
Elimi koynumda koydun vefasız,
Bir vefasız yarin eline düştüm.

Aşkınla tutuşup yanıyorum bak
Bana çok zor gelir sensiz yaşamak
Yüzüme çizgiler saçlarıma ak,
O kara gözlerin yüzünden düştü.
     Muharrem ALKAN





7 Ocak 2013 Pazartesi

SENİ BİLMEM

Bu kadar cefaya dayanmaz yürek,
Dünyada bana mı garazın felek,
Daha ne istersin ölmem mi gerek,
Takadım kalmadı yar seni bilmem.

Vefasız yar dinlemedi sözümü,
Çağırdım gelmedi döndü yüzünü,
Hep ağlattı güldürmedi yüzümü,
Solarım gül gibi  ben, seni bilmem.

Hayalinle uzaklara dalarım,
Seni özler hasretinle yanarım,
Halimden bilecek bir dost ararım,
Derdimi dökerim ben ,seni bilmem.

Bekledim gelmedin gavil yerine,
Bana keder verdin neşe yerine,
Bana dert yükledin çekesin diye,
Bu derdi çekemem ben, seni bilmem.

Ben sana darıldım, artık konuşmam,
Nasılsın demem halini sormam,
Seni unuturum artık hiç anmam,
Silerim kalbimden ben, seni bilmem.
     Muharrem ALKAN

GİDERİM

Bu son görüşmemiz artık bilirim,
Gayrı başım alıp çeker giderim,
Bu vedaya dayanamam ölürüm,
Son defa yüzüne bakar giderim.

Aşk ateşi içimiz de yanarken,
Son defa sarılıp biz ayrılırken,
Sen arkamdan hıçkırarak ağlarken,
Gözünden yaş gibi akar giderim.

Nasıl unuturum ben bu gözleri,
Hep içimde kalır derin izleri,
Üzgün bakışları o son sözleri,
Kalbime  ok gibi sokar giderim.

Aşkın kalbimden hiç çıkmayacak,
Hayalin gözümden hiç gitmeyecek,
Gayrı bu hasretin beni yakacak,
Sineme kor ateş yakar giderim.

Biter mi sanırsın bende bu sevgi,
Nasıl avuturum nasıl bu kalbi?
Yıllarca büyütüp taptığım aşkı,
Kalbime nakşeder dokur giderim.
   

4 Ocak 2013 Cuma

KAHRIN ÇEKİLİR

Dünyaya bedeldir bir tek gülüşün.
Kalbimi titretir bir dokunuşun.
Beni benden alır ela gözlerin.
Bir  ömüre bedel bir tek bakışın.

Zülüflerin alyanağa dökülür.
Nazına katlanıp kahrın çekilir.
Bakışların bu sinemi deler de,
Can dayanmaz ruh bedenden çekilir.
                  Muharrem ALKAN

KOLAY MI?

Unutursun deme bana,
Seni unutmak kolay mı?
Benliğimi unutsam da
Seni unutmak kolay mı?

Bana şiirler yazardın,
Şiir aşkın dili derdin.
Ne güzel sözler söylerdin.
Seni unutmak kolay mı?

Öyle bir tatlı bakardın.
Senden ayrılamam derdin
Damarıma kanıma girdin.
Seni unutmak kolay mı?

Beni gönlünden silsen de
Bir başkasını bulsan da
Bu diyarı terk etsen de
Seni unutmak kolay mı?
       Muharrem ALKAN

SÖZ VER

Gözden kalbe yol olurmuş,
O gözlere hasret benim.
Sevenler halden bilirmiş,
Gel gönlümü avut benim

Bulutum ol yağmur ol yağ,
Umudumu yeşert benim.
Güneşim ol gönlüme doğ,
Yüreğimi ısıt benim.

Yıldız gibi doğ bahtıma,
Şafak nasıl anlat bana.
Otur gönlümün tahtına,
Sevda nedir öğret bana.

Gözlerim uykuya hasret,
Al göğsünde uyut beni.
Bir sevda masalı anlat,
Buselerle avut beni.

Gönül bahcemin gülü ol,
Kokladıkca haz ver bana.
Gel temelli benimle ol,
Ayrılmak yok söz ver bana.
             Muharrem ALKAN

3 Ocak 2013 Perşembe

BENLİ OLAN

Siyah saçların omuzuna dökülmüş.
Kız saçını kimler taradı  vay...
Akgerdana benler ekilmiş de,
Yüreğimin yağları  eridi vay...

Benli olan gamlı olurmuş.
Yüreğine hüzün dolmuş,
Bir zalime gönül vermiş,
Dizlerini dövüyormuş.

Kaşları yay gibi eladır  gözü,
Cefana katlanıp çekilir nazı.
Öyle bir baktı ki, zalimin kızı
Yüreğimin yağları eridi vay...

Simsiyah derin gözlerin,
Delip geçti bakışların.
Yanağında gamzelerin.
Yüreğimin yağları eridi vay...




ELİMDE OLSA

Seni yüreğimden söküp atardım,
Adını anmazdım elimde olsa.
Ağlayıp gözümden yaş mı dö,kerdim
Seni unuturdum elimde olsa.

Keşke ben seni hiç tanımasaydım,
Adını kalbime kazımasaydım.
Sana böylesine bağlanmasaydım,
Seni unuturdum elimde olsa.

Bilseydim ben sana gönül vermezdim,
Sevdan ile mecnun gibi gezmezdim.
Aşkın ile kerem gibi yanmazdım,
Seni unuturdum elimde olsa.

Özleyip de hasretinle yanmazdım.
Senin her arzuna boyun eğmezdim
Nazlarını  kaprisini çekmezdim.
Seni  unuturdum elimde olsa.
       Muharrem ALKAN

2 Ocak 2013 Çarşamba

GİZLİ SEVDA

Ben seni gizli sevdim,
Sanki günahmış gibi.
Kimseye söylemedim,
Cezası varmış gibi.

Aşkımı anlatmadım,
Belki reddeder diye.
Cesaret edemedim,
Temelli gider  diye.

Senle göz göze gelsek,
Titrer bütün bedenim.
Ben seni sevdiğimi,
Sana bile demedim.

Beni böyle yakmaya,
Bir bakışın yetiyor.
Kor gibi bakışların,
Kalbimi titretiyor

Gizli gizli sevenler,
Günden güne erirmiş.
Gizli sevda çekenler,
Verem olur ölürmüş.
  Muharrem ALKAN



İZİ KALDI

İçimde yanan ateşin,
Alevi söndü közü kaldı.
Çare olmadı gidişim,
Göğsümde bir sızı kaldı.

Yönümü gurbete döndüm,
Geçen yıllara güvendim.
Zaman unutturur dedim,
Yüreğimde izi kaldı.
  Muharrem ALKAN

KARA TOPRAK GİBİ

Çektiğim acıların tarifi yok,
Bir tabip arıyorum yaramı saracak
Lokman hekim gibi
El vurup derdime çare olacak.

Fırtınalar içindeyim
Bir liman arıyorum sığınacak.
Ana kucağı gibi sımsıcak
Boynuna sarılıp ağlayacak.

Izdıraplar içindeyim
Bir  mekan arıyorum acımı dindirecek.
Kara toprak gibi
Bağrında ebedi yaslanıp huzur bulacak.
     Muharrem ALKAN

AŞK ve SEVGİ

Aşk yaşanır tarifle anlatılır mı?
Ateşinde yanmayanlar bilir mi?
Sevmeyenler aşk kadrini bilir mi?
Aşka saygı duymak şanımızdandır.

Tanrı bizi sevin demiş yaratmış,
Gönüllerden gönüllere yol açmış.
Sevmeyen yürekler çölmüş kıraçmış,
Sevgiyi yeşertmek elimizdedir.

Sevmek fazilettir bir ar değil ki
Sevmeyen gönüller anlamaz belki.
Sevmek öyle kutsal öyle güzel ki,
Sevginin kaynağı kalbimizdedir.

Sevgi aşkla büyür bir derya olur,
Sevmeyen sevdayı aşkı ne bilir?
Bazen bir aşk için bir can verilir,
Aşkla yaşamakta elimizdedir.
    Muharrem ALKAN

SEN GİBİ

Şöyle dönüp bir maziye baktımda,
Bütün hatıralar bir hayal gibi.
Şu gönlümü ateşlere attımda.
Kimseler yakmadı beni sen gibi.

Bazen durgun aktım bazen çağladım,
Seni sevdim sana candan bağlandım.
Döke döke   gözümde yaş koymadım,
Kimse ağlatmadı beni sen gibi.

Sensiz yaşamaya alışamadım,
Susturup kalbimi avutamadım
Yıllar gelip geçti unutamadım,
Kimse özletmedi beni sen gibi
     Muharrem ALKAN

ÖLÜRÜM

Yare gitme dedim durduramadım,
Dizçöküp yalvarsam bana ar gelir.
O vefasız yare ömrümü verdim,
Çiğneyip geçtiği bana  zor gelir.

Gözün gönlün yükseklerde bilirim,
Böyle çekip gitme kurban olurum.
Beni koyup yadellere gidersen,
Sensizliğe dayanamam ölürüm.

Bir öfkeyle terk eyleme yar beni,
Bak şimdiden ne haldayım gör beni.
Buralarda koyma al götür beni.
Hasretine dayanamam ölürüm.
       Muharrem ALKAN

ZİYAN OLUR

Bu sevdaya  nerden düştüm?
Yıllarca peşinden koştum,
Başıma ne dertler açtım,
Bana derman senden olur.

Yüzüme bakıp da gülme,
Beni sevdiğini söyle.
Gönül eyleme benimle,
Günahım boynunda kalır.

Sen olmazsan hazan olur,
Günül bağlarım bozulur.
Bülbül susar ötmez olur,
Hayallerim ziyan olur.
      Muharrem ALKAN

ANLATAMADIM

Nasıl sevdim ona  nasıl inandım!
Gönüle sözümü dinletemedim.
Hergün ağlamaktan gayrı usandım,
Bir kere  yüzümü güldüremedim.

Başım efkarlıdır gönlüm virane,
Hallerim  perişan kaldım biçare.
Her şeyimi verdim muhanet yare,
Bilmedi sevgimi anlatamadım.

Yüreğimde hüzün gönlümde keder,
Bilmem ki nezaman gülecek kader.
Garip muradına ermezmiş derler,
Söyledim gönlüme dinletemedim.
          Muharrem ALKAN

SAR BENİ

Kaşa kalem göze sürme çekilmiş,
Gerdanına çifte benler ekilmiş,
Sırma saçlar bellerine döküimüş,
Sarı saçın tellerne sar beni.

Yakına gel sana iki sözüm var;
Öyle bakma gözlerinde gözüm var,
Ben sana vuruldum yaram sızılar,
Bir merhem sür bağrına bas sar beni.

Bir bahane bulda bugün bize gel,
Giyin kuşan kokular sür öyle gel,
Yolum uzak gidemem de bizde kal.
Kolların belime dola sar beni.
   Muharrem ALKAN

BÖYLE

Yar bizi unuttu gelmiyor  gayrı,
Postayla bir haber gönderse bari,
Bırakıp gittiğin o günden beri,
Yollarına bakar beklerim böyle.

Gel yetiş gücüm bitti dardayım,
Bir görsen  perişanım zordayım,
Duy feryadımı ahu zardayım,
Ah çeker yüreğimi dağlarım böyle.

Bir çare yokmu cananda canda,
Gönül hep hüzünlü kederde gamda,
Kader bizi güldürmedi cihanda,
Feleğe kahreder ağlarım böyle.

Aklımı zay ettim gönlüm virane,
Başımı taşlara vursam kime ne,
Kader böyle  gerisi hep bahane
Boşa geçen ömre yanarım böyle.
         Muharrem ALKAN