30 Nisan 2011 Cumartesi

BÜLBÜL

Bir güle meylettim kırmızı gonca,
Bülbül sitem etmiş gül benim demiş.
Gül rengini nerden almış deyince,
O güle renk veren kan benim demiş.

Bülbül gülün dikenine konarmış,
Bir gül için figan eder ağlarmış,
Gül bülbülden bir damla su istese,
Bülbül gülü kanı ile sularmış.

Bir bülbül anlarmış gülün dilinden,
Bülbülün figanı gülün derdinden,
Bağrı yırtılsada gül dikeninden,
Candan geçer vazgeçmezmiş gülünden.
Muharrem AlKAN

GÖZLERİM

Güneş sensiz batar ay sensiz doğar,
Seninle olmayı ne çok özlerim.
Gecelerim ıssız yalnızlık boğar,
Sensiz uyku nedir bilmez gözlerim.

Akşam olur kuşlar yuvaya gelir,
Sende beni özler misin kim bilir.
Ne bir haber ne de selamın gelir,
Hergün postacıyı arar gözlerim.

Seni özlemekle geçer günlerim,
Hasretinden inim inim inlerim.
Bir köşede sessiz sessiz ağlarım,
Yumdukca çiğ gibi yağar gözlerim.

Acep şimdi hangi yaban eldesin?
Çıkıp gel de aklım sende kalmasın.
Özlem bitsin hüzün keder dağılsın,
O gün mutlu olur güler gözlerim.

Muharrem Alkan

Kaçıncı Tövbe

Ne gözlerime yasak koyabildim,
Ne de gönül ferman dinledi.
Üzülürsün sevme dedim kalbime,
Kırk yerinden kırıldı da söz dinlemedi.

Hep sevda peşinden koştum yoruldum,
Her aşkın sonunda perişan oldum.
Tövbe ettim sevmemeye söz verdim,
Asi gönlüm yeminini tutmadı.

Bu kaçıncı tövbe bu kaçıncı yıkılışım,
Bu kaçıncı gönül kapıma zincir vuruşum.
Bu son olsun kalbim son üzülüşüm,
Dinsin artık acılarım gözyaşım.

İflah olmam gayrı böyle yanmaktan,
Kurudu göz yaşım hep ağlamaktan,
Her sevdadan yüreğimde iz kaldı.
Gönül uslanmadı acı çekmekten.

Muharrem Alkan